Rekor Tazminat Kararı Sağlık Camiasını Sarstı: Hekimlerde Derin Endişe Oluştu

Gaziantep’te bir özel hastanede yapılan KBB ameliyatı sonrası ortaya çıkan komplikasyon nedeniyle verilen rekor tazminat kararı, sağlık çalışanlarında ciddi kaygılara yol açtı. Ameliyatı gerçekleştiren Op. Dr. H.B hakkında açılan malpraktis davasında verilen yüksek tazminat, tüm sağlık camiasında adeta soğuk duş etkisi yarattı.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Birlik Sağlık-Sen Şanlıurfa İl Başkanı Hasan Çalışcı, kararın hekimler üzerinde büyük bir baskı yarattığını belirtti.

“Bu tazminat miktarı, bir hekimin ömrü boyunca çalışarak dahi ödeyemeyeceği büyüklüktedir. Bu durum, sadece hekimin değil, tüm sağlık sisteminin güven içinde işlemesini tehdit eder hale gelmiştir,” dedi.

Komplikasyon Mu, Malpraktis Mi? Ayrım Netleşmeli

Hasan Çalışcı, komplikasyon ile malpraktis kavramlarının kamuoyunda ve hukuk süreçlerinde sıkça karıştırıldığını belirterek, bu ayrımın bilimsel temellere dayanarak yapılması gerektiğini vurguladı.

“Her komplikasyon kötü hekimlik değildir. Bağımsız ve bilimsel bir kurulun, tıbbi uygulamaları objektif şekilde değerlendirmesi şarttır. Hekimler, hatalı yargılarla cezalandırılmamalıdır,” açıklamasında bulundu.

Sigorta Limitleri Yetersiz, Hekimler Korumasız

2010 yılından bu yana zorunlu olan Tıbbi Kötü Uygulama Sigortası’nın mevcut teminatlarının yetersiz kaldığını ifade eden Çalışcı, hekimin kişisel iflas riski ile karşı karşıya kalmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

“Bugünkü ekonomik koşullarda sigorta teminatları, verilen tazminat kararlarını karşılayamıyor. Hekimler yalnız bırakılmamalı. Bu sigorta sisteminin acilen güncellenmesi gerekiyor,” diye konuştu.

Devlet Hukuki ve Psikolojik Destek Vermeli

Çalışcı ayrıca, hekimin yalnızca mesleki değil, hukuki ve psikolojik olarak da korunması gerektiğine dikkat çekti.

“Devlet, mesleğini icra eden sağlık çalışanlarına hukuki destek sunmalı. Ceza tehdidiyle görev yapan bir hekimin sağlıklı karar vermesi beklenemez. Hekimlerin yargılanma korkusuyla değil, bilimsel özgürlükle çalışabileceği bir sistem şart,” dedi.

Toplum Bilinçlenmeli, Sağlık Okuryazarlığı Artmalı

Hekimlerin suçlu gibi gösterilmesinin toplum sağlığına da zarar verdiğini belirten Çalışcı, hasta ve hasta yakınlarının komplikasyonlar hakkında daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini ifade etti.

“Her tıbbi müdahalenin doğal riskleri vardır. Toplum bu konuda doğru bilgilendirilmeli. Sağlık okuryazarlığını artırmak için kapsamlı kampanyalar düzenlenmelidir,” dedi.

“Hekimler Korkuyla Değil, Güvenle Görev Yapmalı”

Son olarak, yaşanan sürecin yalnızca hekimlerin değil, tüm toplumun sağlığını tehlikeye attığını vurgulayan Hasan Çalışcı, sağlık çalışanlarının güvenli bir ortamda görev yapmasının gerekliliğini şu sözlerle dile getirdi:

“Hekimler korku ikliminde değil, hukuk ve devlet güvencesiyle görev yapmalıdır. Sağlık sisteminin sürdürülebilirliği için komplikasyon ile malpraktis ayrımı net yapılmalı, tazminat yükü sadece hekimin sırtına yüklenmemelidir. Bu mesele, tüm toplumun ortak meselesidir.”