12 MİLYON 500 BİN EMEKLİNİN AÇLIK KORKUSU

12 MİLYON 500 BİN EMEKLİNİN AÇLIK KORKUSU

Türkiye’nin nüfusunun % 15’i emekli.

Aileler 2 kişiden oluşuyorsa bu oran %30’u, dul ve yetimlerle birlikte %35’i  aşıyor.

Çoğu Pandemi salgınında evlere hapsedilen 65 ve üzeri yaştakiler.

Çoğu, pandemi öncesi; emekli olmalarına, ilerlemiş yaşlarına rağmen  geçim için çalışmak zorunda kalmış olanlar.

Şimdi hepsi emekli aylığına mahkum.

Tablodaki rakam ve sayılar Devletin resmi rakam ve sayıları. Türk-İş’in hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırı miktarları hariç.

Çok söze gerek yok.

Tablo herşeyi açıklıyor.

Bir yanda asgari ücreti.

Bir yanda bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti.

Bir yanda açlık ve yoksulluk sınırı rakamları.

Emeklilerin tamamına yakını yoksulluk, dörtte üçünden fazlası açlık sınırının altında aylık alıyor.

Sendikaları yok, çünkü Anayasa Mahkemesi emeklilerin sendika kurmalarının hukuka aykırı olduğuna karar vermiş. Dernekleri var ama iktidarlar üzerinde yeterli baskı kurmakta zorlanıyor.

Aylıklarındaki artış sadece enflasyon oranında.

Refah payı yok, büyümeden pay yok.

Pandemi salgını döneminin en büyük mağduru emeklileri şimdi açlık korkusu zorluyor.

Yarının emeklileri olarak emeklilerin sorunlarını gündeme taşımak zorundayız.  

Sosyal diyalog toplantılarının ana gündem maddelerinden biri emeklilerin bu sorunu olmalı.

Sendikalarında ana gündem maddelerinden biri de bu sorun olmalı.

BASK olarak emeklilere aile yardımı istememiz bu yüzden

BASK olarak emekli olduğu kurumun çalışanlarının aldığı banka promosyonunun kendilerine de ödenmesini istememiz bu yüzden.

ATATÜR’ün, "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur" sözü ile ne anlatmak istediğini unutmayalım.