BASK ve AES Genel Başkanı Mehmet Alper ÖĞRETİCİ kamuda kapsamlı bir maaş reformunun kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Açıklamaları şöyle;
Son günlerde kamuoyunda gündemi meşgul eden en önemli konulardan biri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve “kariyer meslekler” olarak tanımlanan bazı kamu görevlilerine 30 bin TL’ye varan ek artışlar getiren düzenlemedir.
Söz konusu düzenlemeye ilişkin yapılan değerlendirmelerde, ilgili meslek gruplarının yıllar içerisinde ciddi şekilde alım gücü kaybına uğradığı, maaşlarının geçmişte yoksulluk sınırının iki katına tekabül ederken bugün bu sınırın dahi altına düştüğü ifade edilmektedir. Bu tespit doğrudur; ancak yalnızca belli meslek gruplarını odağa alarak yapılacak her değerlendirme eksik ve yanıltıcı olacaktır.
Kamu çalışanlarının tamamı, yıllardır etkisiz toplu sözleşmeler ve göstermelik görüşmeler sonucu gerçek enflasyon karşısında ezilmiştir. 8 toplu sözleşme döneminde (16 yıl) memur ve emekliye yönelik neredeyse kalıcı ve yapısal çözüm hayata geçirilmemiş, yapılan artışların TAMAMI gerçekleşen enflasyonun dahi altında kalmıştır.
Bugün memur emeklisi, öğretmen, mühendis, sağlık çalışanı veya kariyer meslek mensubu fark etmeksizin tüm kamu çalışanlarının alım gücü düşmüştür. Zaman içinde belirli unvanlara yönelik yapılan düzenlemeler gelir adaletini bozmuş, kamu personel sistemi içinden çıkılamaz bir karmaşaya sürüklenmiştir.
Öte yandan, kamu işçilerine uygulanan ücret politikaları ile memurlar arasındaki uçurum dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır. Bazı işçi kadrolarındaki maaşlar, amir konumundaki memurların dahi üzerine çıkmıştır. Buradaki sorun, kamu işçisinin yüksek maaş alması değil; kamu görevlilerinin hak ettikleri gelir düzeyine ulaşamamasıdır.
Bu noktada açıkça ifade ediyoruz:
Kamuda adil, bütüncül ve sürdürülebilir bir MAAŞ REFORMU zorunludur!
Seyyanen artışlar, ek ödemeler ya da sınırlı unvan düzenlemeleri geçici çözümlerdir. Bugüne kadar yapılan artışların büyük çoğunluğu toplu sözleşme masasında değil, TBMM eliyle hayata geçirilmiştir. Bu durum, sendikal temsilin ne denli etkisiz hale geldiğini ve çalışanların sorunlarının çözüm adresinin masa değil, meydanlar ve Meclis olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu süreçte dikkat çeken bir diğer husus ise "kariyer meslek" tanımı altında yapılan düzenlemelere dahil edilmeyen bazı önemli meslek gruplarıdır. İl göç uzmanları, gelir uzmanları, SGK Denetmenleri, il planlama uzmanları, defterdarlık ve mali hizmetler uzmanları, mühendisler gibi birçok meslek mensubu bu artışların dışında bırakılmıştır. Bu durum, eşit işe eşit ücret ilkesini zedelemekte, çalışma barışını bozmaktadır.
Kamu çalışanlarının refahını artırmak ve gelir adaletini sağlamak için:
- Toplu sözleşmeler gerçek temsilciler eliyle yapılmalı,
- Tüm kamu görevlilerini kapsayan adil ve şeffaf bir maaş sistemi oluşturulmalı,
- Geçici çözümler yerine yapısal bir MAAŞ REFORMU hayata geçirilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, kamu çalışanları arasında adaletin tesisi yalnızca belirli unvanlara yapılan düzenlemelerle değil, bütüncül bir reform iradesiyle mümkündür.
Alım gücünün korunması ve emeğin karşılığının verilmesi tüm kamu görevlilerinin hakkıdır.