BASK

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu

BASK ATATÜRK
ATATÜRK & BASK

MEMUR-SEN, ÜYESİ OLMAYANLARDAN İKİ KAT KESİNTİ İSTİYOR, DAYANIŞMA AİDATI TALEBİNDEN VAZGEÇMİYOR

BASK memur-sen-uyesi-olmayanlardan-iki-kat-kesinti-istiyor-dayanisma-aidati-talebinden-vazgecmiyor

Toplu Sözleşme Görüşmelerin Değerlendirilmesi–VII-

MEMUR-SEN ÜYESİ OLMAYANLARDAN İKİ KAT KESİNTİ İSTİYOR, DAYANIŞMA AİDATI TALEBİNDEN VAZGEÇMİYOR

Memur-Sen’in açıkladığı “6. Dönem Toplu Sözleşme TEKLİFLERİMİZ”in 11. madde ile 101. madde arasındaki, Kamu-Sen ile uzlaşmaya varılan teklifleri yeterince inceledik.

Uzlaşma metninde olmayan ama Memur-Sen’in tek başına Hükûmetten talep ettiği ve toplu sözleşme masasında pazarlığını tek başına yaptığı başka konular ve başlıklar da var.

Bunlardan en önemlisi “Toplu Sözleşmeden Yararlanma ve Dayanışma Aidatı” başlıklı 8 inci madde.

Aynen şöyle diyor:

Madde 8- Yetkili sendika dışındaki sendikalara üye olan kamu görevlileri ile herhangi bir sendikaya üye olmayan kamu görevlileri, toplu sözleşmenin kamu görevlilerinin geneline yönelik bölümün­den doğrudan görev yaptıkları kurumun dahil olduğu hizmet koluna ilişkin bölümünden ise ilgili hizmet kolundaki yetkili sendikaya, hizmet kolu toplu sözleşmesinde ve/veya ilgili mevzuatta be­lirtilen tutarda/oranda dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanabilirler.” (Cümle bozukluğu ve anlaşılmazlığı teklif metninden kaynaklanmaktadır)

Biraz karışık ve anlaşılmaz bir ifade ama kendisine üye olmayanlardan dayanışma aidatı altında haraç istiyor.

İlgili mevzuat dediği de hizmet kollarında imzalanacak hizmet kolu toplu sözleşmeleri.

Dayanışma aidatının ne kadar olduğu hizmet kollarının toplu sözleşme tekliflerine saklanmış.

Örneğin Memur-Sen genel başkanı Ali Yalçın’ın genel başkanı olduğu Eğitim Bir-Sen in 6. dönem toplu sözleşme teklifindeki 7. maddeye bakalım:

“Madde 7. Toplu sözleşmeden yararlanma ve dayanışma aidatı

Eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu kapsamındaki kurum ve kuruluşlarda görev yapan kamu görevlileri işbu toplu sözleşmeden, yetkili sendika dışındaki sendikalara üye olmaları halinde sen­dika aidatı tutarında; herhangi bir sendikaya üye olmamaları halinde ise sendika aidatının iki katı tutarında yetkili sendikaya dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanabilirler.

Demek ki; dayanışma aidatı sendika aidatının iki katı kadardır.

Bu durumda Memur-Sen diyor ki, imzalanacak toplu sözleşmeden yararlanmak istiyorsanız; ya benim sendikalarıma üye olacaksınız, ya da benim sendikalarıma sendika aidatının iki katı kadar dayanışma aidatı ödeyeceksiniz.

Yani kendi sendikanıza 25 TL aidat ödüyorsanız benim sendikama 50 TL ödeyerek toplu sözleşme hükümlerinden yararlanabilirsiniz” diyor.

Memur-Sen’in dayanışma aidatı ile yapmak istediği şey çok açık: Diğer sendikaları ortadan kaldırmak, tekçi örgütlenme yapısı oluşturmak ve çoğulculuğu ortadan kaldırıp çoğunlukçu bir sendikacılığı yerleştirmek.

Daha açık bir ifade ile Memur-Sen, hem toplu sözleşme ortağı Kamu-Sen ve bağlı sendikaları, hem de diğer tüm sendikaları ortadan kaldırmak istemektedir.

Çünkü memurlar hem kendi sendikasına hem de Memur-Sen’e bağlı sendikaya iki kat aidat ödemek istemeyeceği için sendikasından istifa ederek Memur-Sen’e bağlı sendikalara üye olmak zorunda kalacaklardır.

Bu durumda Memur-Sen’e bağlı sendikaların dışında kalan sendikalar üyelerini kaybedip kapanmak, faaliyetlerine son vermek zorunda kalacaklardır.

Memur-Sen’in hesabı bu.

Kısacası 6. dönem toplu sözleşme teklif ortağı Kamu-Sen’e bağlı sendikaların üyeleri de toplu sözleşme hükümlerinden yararlanmak için 2 KATI DAYANIŞMA AİDATI ödeyecekler.

 

DAYANIŞMA AİDATI NEDİR?

Dayanışma aidatı, toplu sözleşme imzalanan bir işyerinde, toplu sözleşme imzalayan sendikanın üyesi olmayanlardan veya herhangi bir sendika üyesi olmayan sendikasızlardan, sözleşmeden yararlanmak için her ay yetkili sendika lehine alınan bir aidat biçimidir.

Aidatlar kaynağından kesildiği için iyi bir gelir kaynağıdır,

Avrupa’da Türkiye ve İsviçre’de, Amerika kıtasında ABD ve Kanada’da uygulanmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) hem dayanışma aidatına hem de aidatların kaynağından kesilmesine karşı çıkmaktadır.

Türkiye’de dayanışma aidatı işçi sendikalarının olduğu işletmelerde, genel olarak sendika üyesi olmayanlardan, imzacı sendikanın üyesinin ödediği aidatın ¾ ’ü oranında uygulanmaktadır.

Aslında 4688 sayılı Yasa dayanışma aidatına uygun değil. Ama iktidarla hısımlık, mahkemeden dönecek bile olsa, bir kapı aralayabiliyor.

4688 sayılı Yasanın 28/2 fıkrası şöyle diyor:

Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz.”

Ancak aynı Yasanın 32 inci maddesi  “mahalli idareler” ile imzalanacak sözleşmeleri “toplu sözleşme” saymadığı ve bu sözleşmeler ile ilgili Hakem Kuruluna başvuruyu yasakladığı için yerel yönetimlerle imzalanan sosyal denge sözleşmelerinde bu husus “Sosyal Denge Sözleşmesi Aidatı” olarak yer almaktadır.

Örneğin 4. Dönem toplu sözleşmenin veya 5. Dönem Hakem Kurulu karanının “yerel yönetim hizmet koluna ilişkin mali ve sosyal haklar” bölümün 1 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

“(2) Sosyal denge sözleşmesinin taraf sendikası, üyesi olmayan kamu görevlilerinden, aynı unvanlı üyesinden aldığı aidatın iki katına kadar sosyal denge sözleşmesi aidatı alabilir. Bu aidatı ödeyen kamu görevlileri, söz konusu sözleşmeden aynı usul ve esaslar dahilinde yararlanır.”

Bu hüküm Memur-Sen, Kamu-Sen ve KESK’e bağlı sendikaların yetkili oldukları yerel yönetimlerde birbirinin üyelerine karşı uygulanmaktadır.

İlginçtir bu maddeye karşı olanlar da, yetkili oldukları yerlerde diğer sendika üyelerinden sosyal denge sözleşmesi aidatını talep etmekte, bu konuyu birbiri aleyhine Danıştay’a götürmektedir. Danıştay’ın aleyhteki kararlarına rağmen her dönem bu madde toplu sözleşme metnine girmektedir.

Bu aidatı ödeyenler ise mahkeme kararı ile ödediklerini yasal faizi ile geri almaktadır.

 

YORUM YAZ